Tanımı zor ve hatta problemli olsa da, genelde "yeni orta sınıf" terimi, neoliberal reformlar ile dönüşen ekonomilerde ortaya çıkmış, küresel piyasaya entegre sektörlerde yer alan ve yükselen; ve bu konumları, tüketim kalıpları ve hayat tarzları ile geleneksel orta sınıflardan ayrılan gruplara işaret etmektedir. Bu gruplar Türkiye'de de 1980 sonrası neoliberal reform süreçlerinin - bu süreçlerin hem taşıyıcısı hem de etkileneni olarak - merkezinde bulunmaları ile büyüyen bir ilgi alanı oluşturdular.
Bu araştırma günümüz İstanbul'unda yeni orta sınıf pratikleri ve öznelliklerini boş zaman pratiklerine, daha da spesifik olarak "yoga"ya odaklanarak inceliyor. Burada amaç, daha önce bir orta sınıf pratiği olarak Türkiye'de popüler bir yeri olmayan, fakat 2000'lerden sonra görünürlüğü, popülerliği ve yaygınlığı artan yoga üzerinden yeni orta sınıf aktörlerinin kendilerini nasıl tanımladıklarını, ayrıştırdıklarını ve bu alanlarda ne gibi söylemler kullandıklarını incelemek. Araştırma, iş dışı alanların orta sınıf yaşamları ve kimlikleri için önemli hale geldiğini vurgulayarak, yoga pratiği ve bu pratiğin etrafında oluşan sosyal ağların küresel bir tüketim şekli olarak bir ayrıştırma mekanizması olmanın ötesinde bir rol oynadığını öne sürüyor. Gittikçe otoriterleşen siyasi ortam ve prekaryalaşan iş hayatı kesişiminde bu pratikler iş ve yaşam hakkında yeni tahayyüllerin ortaya koyulduğu, konuşulduğu ve denendiği bir alan sunuyor. Bu anlamda araştırma, neoliberal sahaların içinde oluşmakta olan post-neoliberal söylemlerin altını çizmeyi ve Türkiye'de neoliberal öznellikler ve orta sınıfların ayrışma mekanizmaları hakkındaki literatürlere üzerine fazla eğilinmeyen bir alan olan boş zaman pratiklerini kullanarak katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. Araştırmada derinlemesine mülakatlar ve katılımcı-gözlemci yöntemler kullanılmaktadır. |