Art Niyet topluluğunu kuran ve bir dönem Boğaziçi Üniversitesi Oyuncuları şemsiyesi altında birlikte sanat üretiminde bulunan eski BÜO'lular yıllar sonra, absürt tiyatronun önde gelen ismi Eugène Ionesco'nun 'Kel Şarkıcı'sını, sıradışı ve öncü işleriyle tanınan yazar ve yönetmen Kerem Kurdoğlu'nun yönetiminde sahneye taşımaya hazırlanıyorlar. Oyun, prömiyerini 21 Kasım'da saat 20.00'de Boğaziçi Üniversitesi'nde Demir Demirgil Sahnesi'nde yapacak.
Kel Şarkıcı:
Kel Şarkıcı oyunu 1950'de yazılıp 1957'de tekrar ele alınmış, bu tarihten başlayarak da kesintisiz olarak dünyanın her yerinde oynanmıştır. Oyun II. Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarda yeni arayışların içinden çıkan Anti Tiyatro'nun, yani geleneksel tiyatronun hiçbir unsurunu barındırmayan tiyatronun ilk örneğidir. Bu daha oyunun başlığıyla ortaya çıkar, başlık geleneksel tiyatronun aksine oyunla ilgili hiçbir bilgi vermez, oyunun içeriğiyle herhangi bir bağlantısı yoktur. Oyunun sonuna kadar hiçbir bağlamı olmadan, bir yerde, sadece bir kez geçer.
Mekan ve tipler ayrıntılı olarak tanımlanmıştır... "İngiliz koltuklarıyla döşenmiş, İngiliz bir burjuva ailesine ait olan, İngiliz tarzı bir oturma odası. Bir İngiliz akşamı. Bay Smith, bir İngiliz, bir İngiliz şöminesinin karşısında koltuğuna oturmuş, ayağında İngiliz terlikleri, İngiliz piposunu tüttürmektedir. Gözüne bir İngiliz gözlüğü takmıştır. Dudaklarının üstünde küçük, kırlaşmış bir İngiliz bıyığı vardır. Bir İngiliz gazetesi okumaktadır." Bay ve Bayan Smith, konuklarının karşılarına otururlar. Duvar saati, yerine göre kuvvetli ya da hafif çalarak repliklere eşlik eder. Konuk Martinler çok utangaç ve çekingen bir haldedir. Bu yüzden konuşma güçlükle başlar, ilk başlarda sözcükler ağızlarından güçlükle çıkar. Başlangıçta uzun ve rahatsızlık veren bir sessizlik olur, bunu başka sessizlikler ve duraksamalar izler...
Oyun geleneksel tiyatroda görülmeyen bir şeyi daha sahneye taşımıştır, dekor değiştirmek, yeni oyuncuyu tanıtan bölümler yoktur. Art arda gelen sahneler, bu sahnelerdeki boş konuşmalar, zaman kavramının olmayışı ne bir başlangıcı gösterir, ne de oyunu bir sonuca götürür. Konuşmalar klişe bir yabancı dil dersinde olduğu gibi tekrarlar üzerine kuruludur. Karakterler tek düzedir, seyircinin üzerinde hiçbir etki bırakmazlar. Oyunun sonunda oyuncular değişse de karakterler hala aynıdır.
Bilet için: https://www.artniyet.net/oyun-takvimi